Asya’nın en güzel adalar ülkesi Filipinler’i ele aldık. Filipinler’i, ülkenin en önemli seyahat acentelerinden Travel Experts’le işbirliği yaparak ülkemize taşıyan turizmci Mert Bulat’la konuştuk.
Filipinler’de yıllarca rehberlik yapmış ve gitmediği noktası kalmamış olan Mert Bulat, kendi firmasını kurarak ilk iş olarak Filipinler’i Türkiye’de tanıtma arzusunu gerçekleştirmiş.
Filipinler hakkında genel bir fikir sahibi olmak istersek neler anlatırsınız?
Filipinler 7641 adadan oluşan bir adalar topluluğu. Türkiye’nin 4’te 3’ü kadar bir yüzölçümüne sahip. Fakat 110 milyona yaklaşan nüfusuyla Türkiye’den daha kalabalık. Adalar topluluğu olduğu için tabii sahillerinin uzunluğu dikkat çekici. Dünyanın en uzun sahillere sahip ülkelerinden birisi Filipinler.
Filipinlerin tarihine baktığımız zaman çok gerilere dayanan bir tarihi elbette var. Fakat bu pek bilinmemekte. Filipinler’in adı İspanyol Kral Philip’ten geliyor. İspanyolların Filipinler’de Macellan’ın ülkeyi keşfiyle beraber başlayan bir hakimiyeti var. Dönemin kralı Philip olduğundan dolayı ülkeye Filipinler denmeye başlıyor. Macellan ilk olarak Filipinler’de Türk piyasasında çok iyi bilinen Cebu Adası’na ayak basıyor ve yine bu adada yerel kabilelerden birinin şefi olan Lapu Lapu tarafından kılıç dövüşünde öldürülüyor. İspanyolların adada 300 küsur sene süren bir hakimiyeti var. Dolayısıyla Filipinler üzerinde İspanyolların çok büyük bir etkisi var. İspanyolların ardından Amerikalılar savaş sonucu Filipinler’i İspanyollardan alıyor. Bu defa 60 küsur sene Amerikalılar hüküm sürüyor. En son da II.Dünya Savaşı sırasında Japonlar hakimiyet sağlıyorlar. Nihayet Filipinliler Dünya Savaşı sonrasında bağımsızlıklarını kazanıyorlar ve günümüze kadar bağımsız bir ülke olarak geliyorlar. Tabii 300 sene İspanyol 60 yıl Amerikalılar ve hemen ardından Japonların hakimiyeti altında olmanın etkisiyle, Filipinler asimile oluyorlar. Arada her dönem başkaldıran kabileler, ayaklanan kesimler olsa dahi Batılı ülkelerin hakimiyetleri devam ediyor.
Okuma Oranı Çok Yüksek
Eğitim bakımından son derece iyiler. Filipinler’de okuma-yazma, üniversite mezuniyeti oranları çok yüksek. Size hamburger satan bir kasiyer bile kimi zaman 2 üniversite bitirmiş oluyor. Filipinlilerin tamamı neredeyse İspanyolca’yı ana dili gibi biliyor veya anlıyor. Tamamına yakını İngilizce’yi bir Amerikalı gibi şiveli olarak güzel konuşuyor. Batılı gibi düşünüp Batılı gibi hareket ediyorlar. Dolayısıyla Filipinler sanki Güneydoğu Asya, Uzakdoğu ülkeleri arasında diğerlerine çok fazla benzemeyen, bambaşka bir dünyadır bizler için.
Türkiye’de benzer bir rota olarak Tayland daha fazla biliniyor, siz ne düşünüyorsunuz?
Genellikle bizim piyasamızda Filipinler Tayland ile kıyaslanıyor. Çünkü Tayland Türkler için özellikle son 15-20 senedir olmazsa olmaz bir destinasyon. Bayii ağına sahip özellikle incentive denen gruplar mutlaka Tayland’ı ziyaret ederler. Türk halkı için doğasıyla, deniziyle, insanıyla, kültürüyle önde gelen destinasyonlardan biridir. Filipinleri çok iyi tanıyan, her noktasına adım atmış biri olarak Tayland’la bu kıyaslamanın yersiz olduğunu düşünüyorum.
Birincisi Tayland’da Budizm’in hakim olduğu bir ülkedesinizdir. Her noktada her tarafınızda Budha heykeli, Budha tapınağı görürsünüz. Tamam doğası güzeldir, yeşili çok boldur, denizi harikadır… Bunlara tanık olursunuz. Ancak bu bir süre sonra rutine dönüşür. Bir-iki günün ardından, çıkarsınız dolaşmaya, deniz, kum güneş, Budha heykeli, Budha tapınağı… Akşam çarşı-pazar, taklit ürünlerin satıldığı bir takım yerler gezebilirsiniz…Eğlencesi de çok boldur. Ancak üçüncü gün çıktığınızda tekrar Budha heykeli, Budha tapınağı… Nereye giderseniz aynı. Bir süre sonra siz Budist değilseniz sizi boğmaya başlar. Bir süre sonra o inanış insanın üzerine çökmeye başlar. Ama Filipinler’de kesinlikle böyle bir şey yoktur. Bir kere 7641 tane adadan söz ediyoruz. Hepsini gezmek tabi ki mümkün olmaz kısıtlı sürede. Ancak hangilerine giderseniz gidin, hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden farklı. İnanış olarak Hıristiyanlar çoğunluktadır ancak asla üzerinizde bir baskı hissetmiyorsunuz. Her şeyi bırakın, dil farkı da büyük. Tayland dili Taiyi kısaca anlatmaya çalışırsam, Tai dilinde gramer yoktur. İnsanlar belli kalıplarla konuşur. Mesela, “ben gitmek okul”. Sonuna “yarın” getirdiğiniz zaman bu gelecek zaman olur. “Dün” getirdiğiniz zaman geçmiş zaman olur. Dolayısıyla Taylandlılar içinde gramer olan dilleri çok kolay öğrenemezler, çok kolay konuşamazlar. Fakat Filipinler’de insanlarla iletişim rahat kurabiliyorsunuz. Tabi ki onların da adadan adaya lehçe farkı olan lokal dilleri var. Fakat bu insanlar çok iyi İngilizce konuşan, iki üç ayrı dili daha iyi derecede konuşabilen insanlar. Dolayısıyla çok rahat iletişim kurabiliyorsunuz.
Doğasını Nasıl Tanımlarsınız?
Doğası ve denizi inanılmaz. 2018 senesinde Asya’nın en iyi 3 tropik adası birden Filipinler’den seçildi. Suyu öyle kristal ki, tekneden dibe doğru baktığınız zaman kumları tek tek sayabiliyorsunuz. Halbuki baktığınız derinlik 10-12 metre. İnanılmaz temiz berrak bir su, çok güzel bir doğa, çözüm getiren güler yüzlü insanlar… Bir yurt dışı seyahatinde bütün bunlar sizi çok mutlu eden faktörler oluyor. Şunu hiç göz ardı etmeyelim; başka bir coğrafyaya, 5-6 saatlik bir saat farkına gidiyorsunuz, farklı bir kültüre gidiyorsunuz. Dolayısıyla burada rahat etmenizin büyük önemi var.
Ülkedeki refah seviyesi hakkında bilgi verir misiniz?
Her ülkede olduğu gibi çok zengin ve çok fakir bir grubu var. 110 milyona yakın kişi yaşıyor. Bu kalabalık turistik gezi sırasında bazı noktalarda trafik olarak denk geliyor. Genelde turist noktaları son derece rahat noktalar. Siz gezerken gelir düzeyi çok düşük olan kesimin yaşadığı teneke mahallelere de rastlayabilirsiniz, başkent Manila’nın lüks yaşamı yansıtan kesimlerine de gidebilirsiniz. Mesela Makati bögesi, bizim İstanbul’un Maslak bölgesine benzer. Yeni kurulum bir bölgedir. Gökdelenlerin yükseldiği, iş çevrelerinin konuşlandığı, çok güzel konutların yükseldiği, geniş caddelerin yer aldığı bir bölge. Lüks spor arabalara rastlayabilirsiniz. Dolayısıyla her kesim insan var. Her ne olursa olsun şu güzel; gelir düzeyi düşük insanlar dahi belli bir eğitime, kültüre sahip. En baştan beri söylediğim gibi Filipinler içerisinde kendinizi rahat hissediyorsunuz.
Filipinler neleriyle meşhurdur?
Ülkemizde çok bilinir, Filipinli bakıcılar… Filipinli bakıcılar hakikaten dünyanın en iyi bakıcılarıdır. Bunun da sebebi biraz önce bahsettiğim eğitim düzeyi. Evinizde çocuklarınızı emanet ettiğiniz insan yabancı biriyse üniversite bitirmiş, bir yabancı dili iyi konuşuyor olması, çalışkan ve güler yüzlü olması bambaşka bir şey. Özellikle Arap ülkelerinde en çok tercih edilen bakıcılar Filipinli bakıcılardır.
Filipinliler çok iyi denizcilerdir. Bunu İstanbul’un eski halini yaşamış olanlar çok iyi bilir. Özellikle Karaköy limanına yanaşan yolcu gemilerinin içindeki turistler çıktığı zaman personel de dışarı çıkar. Çoğunluğu Filipinlilerdir.
Filipinler’in ünlü olan bir diğer yönü de dünya üzerindeki en lezzetli ananas ve mangonun Filipinler’de yetişmesidir. Biz Çin’den çıkma zannederiz ama pirinci Çinlilere Filipinliler öğretmiştir.
Spor, kültür ve sanatta da çok ileriler. Eğitim paralelinde bu alanlarda çok gelişmiş durumdalar. İlk aklıma gelen hafif sıklet boks dünya şampiyonu Filipinli’dir.
Irk olarak da çok üstün özellikleri var. Bu sene ikinci kez kainat güzeli Filipinler’den seçildi. Biz Uzak Asya dendiği zaman daha minyon, ufak tefek, kısa boylu ve daha çekik gözlü insan tiplemesi düşünüyoruz. Asla bu özellikler Filipinliler’de yok. Bambaşkalar.
Filipinler gezisine nereler dahil olmalıdır?
Bir ülke ziyareti yapıldığı zaman tabi ki başkenti veya büyük kenti mutlaka gezilmelidir. Manila hem başkent, hem de en büyük kent. Manila içerisinde 3 ayrı bölge var. Makita bölgesi bunlardan bir tanesi, burada modern Manila’yı yaşayabilirsiniz. Bir de eski Manila var. Eski Manila’da ise İspanyon koloni dönemini deneyimleyebilirsiniz. Güzel müzeler ve koloni eserleri gezebilirsiniz. Güney Manila’da da harika adalar var. Bunlar arasında Türklerin en çok bildiği Cebu Adası, Cebu Adası’na 1 saat mesafede, hızlı feribotlarla ulaşım sağlanan Bohol Adası var. Dünyaca ünlü Boracay adası ve Palavan adalar topluluğu bunların başında geliyor. Kuzey Manila’da pirinç teraslarını görmelisiniz.
Manila’nın hemen yakınında kara ulaşımıyla gidebileceğiniz Clark/ Angeles City var. Clark’ın önemi şudur: Amerikan hakimiyeti sırasında Clark’ta Amerikan hava üssü kurulmuştur. Yaklaşık burada 60 yıl boyunca Amerikan hava kuvvetleri kalmış. Çıkarken de ellerinde ne varsa bırakarak Filipinler’de bırakarak çıkmışlar. Yine Manila’nın 1 saat uzaklığında Subik denen bir yer var. Burada da ABD Deniz kuvvetleri konuşlanmış. Subik’in bir diğer özelliği de doğasıyla Vietnam’a en çok benzeyen bölge olması. İkinci dünya savaşından önce Amerikan askerleri burada Filipinli yerliler Haytalar tarafından 18 ay boyunca yetiştirilmiş. Amerikan askerleri yine de Vietnam’da hezimete uğramış. Zaten Subik’te görüyorsunuz o orman içerisinde bir savaş vermek ve bunu kazanmak çok zor.
Türkiye’den ulaşım nasıl?
Türkiye’den direkt Manila uçuşuyla 11 saat sürüyor. THY’nin direkt uçağı var. Katar, Emirates ve Singapur Hava Yolları ile hem Manila’ya hem başka noktalara aktarmalı uçuşları var. Katar, Doha, Emirates, Dubai ve Singapur da Singapur üzerinden aktarmalı uçuyor.
Hangi mevsim gidilmeli?
Mevsim olarak Mart ve Haziran ayları arasında kurak bir dönem yaşanıyor. Bu nedenle fiyatlar yükseliyor. Hava çok sıcak ancak nemin az olduğu bir dönem. Hava sıcaklığı 40-45 derecelerde seyrediyor.
Haziran-Eylül arası çok yağış oluyor. Hava sıcaklığı bu dönemde de 20 derecenin altına düşmez ancak nem yüksektir ve 5 derece daha sıcak hissedilir. Yağmur öyle yağar ki, önünüzü göremezsiniz ancak durunca iki dakika içinde yerde su kalmaz. Bu dönemin sorunu çok nem olmasıdır.
Tamamen tercih meselesidir. Bana göre en güzel dönemi 1 Ekim’den Mart ayına kadar olan dönemdir. Bu dönemde hava çok sıcak değildir ve yağmurlu olmasına rağmen yağmurlar da aşırı yağmamaktadır.
Turizm olarak en büyük müşterileri Koreliler, Japonlar ve Çinliler’dir. Çin yılbaşısı Şubat ayındadır. Bu dönemde büyük bir turist akını olur. Çin’den, Kore’den ve Japonya’dan çok yoğun ziyaret olur. Bu dönemde yer bulmak güçleşir ve çok kalabalık olur.
Hıristiyan oldukları için, Christmas da onlar için önemlidir. Yer bulmanın zorlaştığı bu dönemleri tavsiye etmiyorum.
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
[/bt_bb_text][/bt_bb_column][/bt_bb_row][/bt_bb_section]